E-(nayi)Değirmen Nedir?

E-(nayi)Değirmen (ki bundan sonra Enayi Değirmen olarak anılacaktır, zira yazılışı zorluyor insanı) subjektif, katılımcı, periyodları belirsiz, asla herhangibir şeye alternatif olmayan, ama itirazı da esas kabul eden enayi birşeydir.
"Okuram kardaş yazı bilmem/
Bu yazı da gördük, gelecek yazı bilmem"
diyen ozanın aksine burada okuyan herkes hemen yazmalıdır: Yorum yaparak ve yazar olarak.
Blog, Bozcaada Derneği üyeleri dışındakilere de doğal olarak açık olduğundan, üyeler tarafından bilinen bazı konular tekrar edilebilir.

Enayi Değirmen Niye Var?

Bozcaada haberlerini düzenli olarak aldığımız E-Değirmen'in yayınının bir süreliğine kesilmesi ve bir enayinin bir kereliğine diye yola çıktığı halde, adaseverlerin ısrarı üzerine Bozcaada ve ilgili herşey üzerine yazılsın ve herkes katılsın diye var.

Şimdi bırakın kendinizi, içinizde bir Ada imgesi, ve..
itiraz edin:
İtiraz değişim, değişim yaşamdır.
Kısaca "İtiraz Esastır"

24 Temmuz 2007 Salı

KONUK GÖZLEMLERİ KÖŞESİ

Yıllardır gerek e-mail, gerekse bizzat gelerek Bozcaada hakkındaki değişik konulardaki memnuniyetsizliklerini, olumlu gördüklerini benimle paylaşanlar artık herkesle paylaşsın diye bu köşe yapıldı.

Yorum yazanlardan ricam;
mümkün olduğunca objektif olmaları,
özel durumlardan ziyade genel düşüncelerini yazmaları,
işletme ismi vermekten kaçınmalarıdır.
Hiç kuşkusuz bazı özel durumlarda işletme adı da verilebilir. Ama geçmiş tecrübelerim isim verilerek yapılan yorumlarda bireysel bazı sürtüşmelerin devreye girdiği ve işletmelerin gereksiz yere zan altında bırakıldığı yolundadır. Ayrıca onlara söz hakkı da verilmeyip tek yanlı olunması da bu tip yorumları sakatlamakta, sonuç alınmasını zora sokmaktadır.
Beni, belki de çok fazla yararlanılacak bazı yazıları silmek zorunda bırakmayacağınızı umut ediyorum.
Bu bölüme gerçek isimle yapılan yorumlar, hiç kuşkusuz, çok daha değerlidir ve gerektiğinde geri dönüşü mümkün kılar.

Enayi

Enayi Değirmen Sayı - 8 -

* Seçimler bitti. Ada'ya insanlar ve sıcaklar geri döndü.

* Komşu Ada'daki gelişmeleri
Ada'mızdaki sivil örgütlerin ve yöneticilerin dikkatine sunuyorum.

Ada,
yenilenebilir kaynakları kullanacak
''Güneş Enerjisi Aydınlatma Sistemleriyle Gökçeada'da Temiz ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımının Özendirilmesi'' projesi kapsamında, tedarikçi firmayla anlaşma aşamasına gelindi. Gökçeada Belediye Başkanı Yücel Atalay, yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı Küresel Çevre Fonu, Gökçeada Turizm Tanıtma, Koruma ve Geliştirme Derneği tarafından hazırlanan ve Gökçeada Belediyesince desteklenen projenin hızla devam ettiğini vurguladı.Hava şartlarının elverişli olması nedeniyle, hızla devam eden projede tedarikçi firmayla anlaşma aşamasına gelindiğini belirten Atalay, projeyle uzun vadede Gökçeada'da yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasıyla çevreye duyarlılık konusunda bir bilinç yaratılıp, çevreci bir Gökçeada halkı ile adanın doğal güzelliklerinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasının hedeflendiğini bildirdi. Adanın, özellikle rüzgar başta olmak üzere güneş enerjisi potansiyeli bakımından oldukça avantajlı bir konuma sahip olduğunu ifade eden Atalay, ancak bu kaynakların neredeyse hiç kullanılmadığını söyledi. Atalay, Gökçeada'nın coğrafi koşulları nedeniyle pek çok alanda dışarıya bağımlı olduğunu, enerjinin de bunların en başında yer aldığını, ancak yenilenebilir enerji kaynaklarının verimli kullanılmasıyla, bu dışa bağımlılığın azaltılmasının mümkün hale gelebileceğini vurguladı. Gökçeada'nın Türkiye'de güneşin en son battığı yer ve ortalama günlük güneşli saat sayısının Avrupa'da güneş enerjisini verimli olarak kullanan birçok ülkedeki oranlara göre çok daha fazla olmasının bu projenin hazırlanmasına öncülük ettiğini ifade eden Atalay, ''Projeyle amacımız fotovoltaik sistemden yararlanılarak elektrik enerjisi üretilmesinin tüm ada geneline yaygınlaştırılmasıdır'' diye konuştu. Gökçeada Turizm, Tanıtma, Koruma ve Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hasan Yıldız ise, BM Kalkınma Programı Küresel Çevre Fonu ile belediyeden sağlanan maddi destek sayesinde projenin temel ekipmanlarının alımı aşamasına gelindiğini söyledi. Yıldız, dernek yöneticilerinin çeşitli firmalarla görüşüp, fiyat teklifleri istediklerini, gelen teklifler arasında en uygunu olan ''GİRASOLAR'' adlı firmanın teklifinin kabul edilip, söz konusu firmayla ekipmanların alımı için en yakın zamanda iletişime geçileceğini kaydetti. Proje neleri kapsıyor? Projeyle amacı, güneş enerjisinden yararlanılıp, elektrik üretilmesi ve bu üretilen enerjiyle Gökçeada Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan parkın aydınlatılması, ayrıca sistemin tüm ada geneline yaygınlaştırılması hedefleniyor. Taslağı mayıs ayında hazırlanan projenin tüm eksiklikleri giderilerek, Ankara'da bulunan SGP Komitesi'ne 1 Aralık 2006 tarihinde sunulmuş, komitenin değerlendirilmesi sonucu kabul gören projeyle ilgili sözleşme eski Gökçeada Turizm Derneği ve Gökçeada Belediye Başkanı Halil Rüştü Akgün ile BM Daimi Temsilcisi Jakob Simonsen tarafından 6 Aralık 2006 tarihinde imzalanmıştı. Toplam bütçesi yaklaşık 50 bin dolar olan projeye SGP 25 bin dolan mali destek verirken, yaklaşık 9 ayda tamamlanması planlanan projenin teknik danışmanlığını ise Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü yapıyor.

SPG nedir?
Küresel Çevre Fonu'nun (GEF) bir parçası olan
GEF Küçük Destek Programı (SGP) sadece sivil toplum kuruluşlarına, çevrenin korunması ve iyileştirilmesini hedefleyen projelerinde teknik ve mali destek sağlayan bir program. SGP, yerel ve sivil girişimin, insani ve çevresel gerekler arasındaki ince dengeyi kurabileceği inancı ile hareket ediyor. SGP'nin destek sağladığı proje konuları; küresel öneme sahip biyolojik çeşitliliğin yerinde korunması, iklim değişikliği ve toprak bozulması ile mücadele, uluslararası suların kirlilikten korunması, kıyılarda biyolojik çeşitliliği destekleyen hassas yaşam alanlarının devamlılığının sağlanması.

Yazı
http://canakkale.net/haber_detay.asp?id=34214 adresinden alınmıştır. İlgilenenler için Küresel Çevre Fonu "Global Environment Fund" resmi sayfası: http://www.globalenvironmentfund.com/

* 23.07.07 tarihli Vatan
Gazetesi'nden:

Çanakkale'de meydana gelen trafik
kazasında, aynı
aileden 5 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre Çanakkale'den İzmir yönüne giden Halil Kılıç idaresindeki 34 ZP 1657 plakalı otomobil, Çanakkale-İzmir karayolunun 31. kilometresi Geyikli - Bozcaada sapağında kontrolden çıkarak yol kenarındaki tarlaya devrildi. Kazada yaralanan sürücü Halil Kılıç ile Ece, Güler, Emir ve Eftal Kılıç, Çanakkale Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Yaralılardan Halil ve Eftal Kılıç'ın sağlık durumunun ciddi olduğu bildirildi.
Kaynak:

http://www4.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=23.07.2007&Newsid=129132&Categoryid=7

Hepimiz anayola çıkarken zorluk çekmiyor muyuz?
Ezine yönünden gelen araçları görebilmek için anayo
la paralel değil, dikine durmamız gerekiyor. Halbuki Taştepe'den gelen yol sizi anayola paralel bir konumda bırakıyor.

* Üzüm satışları başladı:


..........................................................Talay Satış Mağazası......................................


....................................Talay Satış Mağazası'ndan Dışarıya Bakış.................................


..........................................Güneş Kasap ve özenli vitrini...........................................


......................................Savaş'ın Sinekliklerinden Sızan Görüntü......................


.......................................Ada Cafe'de yiyip içenler.......................................

........................................ve bir adım ötesi...................................


..........................Dantela Hediyelik Eşya Dükkanı'ndan bir görüntü........


...........................Dantela'dan başka bir görünüm...............

Bu kadar özel bir ürünü böyle pazarlamaya hakkımız var mı?

Enayi

23 Temmuz 2007 Pazartesi

SEÇİM ÖZEL

Bozcaada 22 Temmuz 2007 Seçim sonuçları:
BTP 1
SP 3
İP 5
CHP 665
HYP 7
ÖDP 9
GP 119
DP 63
MHP 293
AKP 357
EP 3
TKP 1
Bağımsız 1

20 Temmuz 2007 Cuma

Enayi Değirmen Sayı - 7 -

* Gelen mailler beni uyardı: Blogta benden kaynaklanmayan teknik bir sorun oluşmuş ve yaklaşık 15 günlük yazılar okunamamış. Neyse, blogger teknik ekibi sorunu çözdü. Uyarılar için teşekkür ederim.

* Yatçılar geçen hafta sonu Ada'yı bir günde ihya edip gittiler.

* Şairin Günü programı 18 Temmuz itibariyle belli oldu. En azından Şarap Tadım Günleri'nden daha hızlı. Enayi Değirmen'de çıkan yazıların da bu hızda belli bir ölçüde etkili olduğunu hissediyorum. Program detayları için tıklayın...
Bu festival ve özel günler için bir koordinasyon kurulunun oluşturulmasını öneriyorum. Hatta hemen ve gelecek yılın taslak programını hazırlamak için. Hatırlarsanız yine Bozcaada Derneği'nin düzenlediği Ütopya toplantıları ile Uçurtma Festivali başka gün yokmuş gibi aynı tarihlere denk gelmişti.

* Seçim için Ada'dan gidenlerin yanısıra, kaçıp gelenlerin de sayısının az olmaması Ada'yı beklenen sakinliğe sokmadı. Geçen yıl Temmuz ayının aynı dönemine göre Ada'da daha fazla insan olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Düzeltme:
Cuma gecesi saat 22.00 itibariyle son durum:
Ada bugün boşaldı. Havanın da soğumasıyla birlikte 2006 yılı Temmuz ayına dönüş yaptık. Pazartesi gününü Adalı esnaf merakla - siyasi ve ticari merakla - beklemekte. Ben ne yalan söyleyeyim, biliyorum: Ada yeniden dolacak, iktidar pek değişmeyecek.
Sürpriz; bir - birbuçuk yıl sonra...Seçim sath-ı mailinden başka bir eğik düzleme doğru yolculuk var ufukta........

* TALAYLAR SEKTÖR MÜ DEĞİŞTİRİYOR?
(12.07.07 tarihli Posta Gazetesi'nden)


* Yeni trafik düzenlemesi çerçevesinde zaman zaman ihlaller yaşansa da, geçen yıllara oranla trafikte anlamlı bir düzelme olduğu gözleniyor. Emeği geçen sivil, bürokrat, teknokrat herkesin eline sağlık.
Umulur ki bu bir yıllık bir deneme olarak kalmaz ve gelişerek devam eder.


* Yapı Kredi her yıl olduğu gibi bu yıl da mobil şubesini hizmete sundu. Mobil şube Ağustos sonuna kadar açık olacak.

* Enayi Değirmen'de yazılanlardan rahatsız olanlar varmış.
Slogan bellidir: " İtiraz Esastır!"
İtirazı olan yazar. Blog ortamı "derinden demokrasi" yapılan yerler değil. Konu ile ilgili düşünceleri olan herkesin yorum yapma imkanı var; gerçek adıyla ya da rumuz kullanarak.
Ayrıca, yazar olmak için gerekli tek şart bir gmail hesabı olmak. Başka bir önkoşul, seçim, eleme yok. Mevcut yasaların ihlal edilmemesi gerekiyor, doğal olarak.
Spam dışındaki her türlü yazı, yorum, resim dosya,... noktasına dokunulmaksızın blogta yayınlanıyor. Moderasyon yok.

Rahatsızlık duyanları (neden rahatsızlık duyulduğunu da kavrayabilmiş değilim, yazılanlardan hangisi gerçek değil?) bizler duymadığımız sürece "derin" bir entellektüel anlam ifade ederler.
O kadar...
Hayata katkıda bulunanlar ise sorunları ifade edenler ve muhtemel cevapları çeşitlendirerek arayanlardır.

Enayi

18 Temmuz 2007 Çarşamba

SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM İÇİN ÖRNEK BİR BÖLGE; “BOZCAADA”

Aşağıdaki yazı yıllar önce konuğumuz olan ve sürdürülebilir kalkınma ve turizm üzerine çalışmaları bulunan Sn. Mehmet Çakılcıoğlu tarafından ricalarımız üzerine yazılmış ve onun izni olmadan,
ama vereceğinden şüphe duymadığımız için ve çok önemli bir konuyu gündemde tutmayı düşündüğümüz için
http://www.kentli.org/makale/bozcaada.htm adresinden aynen alınmıştır. Yaklaşık 7 yıl önce yazılmış olan bu yazıyı bir de günümüzde nasıl yazardık, onu da düşünmemiz gerek diye düşünüyorum ve nasıl olsa yazmıyoruz ama, içinizden de olsa sizlerin de düşünmenizi diliyorum.
İlk fırsat bulduğumda mevcut pansiyonların sürdürülebilir turizm çerçevesi içinde ne şekilde yeni bir işlev kazandırabileceğini ve tek tip pansiyonlardan kurtulabileceğimizi paylaşmak istiyorum.


Enayi


SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM İÇİN ÖRNEK BİR BÖLGE; “BOZCAADA”

Mehmet Çakılcıoğlu

Dr. Kent Plancısı



"Sürdürülebilirlik, bir toplumun, ekosistemin ya da sürekliliği olan herhangi bir sistemin işlerini kesintisiz, bozulmadan, aşırı kullanımla tüketmeden ya da sistemin hayati bağı olan ana kaynaklara aşırı yüklenmeden sürdürülebilmesi yeteneği olarak tanımlanmaktadır."[1]


Sürdürülebilir kalkınmanın temelinde kaynakların korunması ve geliştirilmesi bulunmaktadır. Kaynakların sürekli olarak, korunarak değerlendirilmeleri, özellikle yenilebilen kaynakların kendilerini yenileme sınırları aşılmadan kalkınmaya destek olabilmeleri, çevreyi koruyan kalkınma felsefesinin temelini oluşturur.

Ekonomik kalkınmaya koşut olarak gelişen turizmde de "Sürdürülebilirlik" kavramı önem taşımaktadır.


"Turizmin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve bu kavramda gelişmesi; kavramsal olarak turizme kaynak oluşturan bölgesel veya yerel kültürel ve doğal değerlerin korunup geliştirilerek çekiciliğinin devamının sağlanması demektir."[2]

"Sürdürülebilir turizm, insanın etkileşim içinde bulunduğu ya da bulunmadığı çevrenin bozulmadan veya değiştirilmeden korunarak, kültürel bütünlüğün, ekolojik süreçlerin, biyolojik çeşitliliğin ve yaşamı sürdüren sistemlerin idame ettirildiği ve aynı zamanda tüm kaynakların ziyaret edilen bölgedeki insanların ve turistlerin ekonomik, sosyal ve estetik gereksinmelerini doyuracak şekilde ve gelecek kuşakların da aynı gereksinmelerini karşılayabilecekleri biçimde yönetildiği bir kalkınma şeklidir."[3]

Sürdürülebilir bir turizm, insanın ve çevrenin birlikte varlığı ile olasıdır. Temel yaklaşım, insanın doğal çevre üzerindeki etkisini en aza indirmek değil, ancak doğal çevrenin insan üzerindeki etkisini en üst noktaya çıkarabilmektir.

Sürdürülebilir turizmin gelişmesi, doğal alanların korunması, yenilenmesi ve ekolojik dengenin korunması ile olasıdır. Turizmin kaynağı olan bu değerlerin korunmaması durumunda, turizmin geleceğinin yerel, bölgesel ve ülkesel düzeyde bozunuma uğraması kaçınılmazdır.

Bozcaada taşıdığı turistik potansiyel açısından Sürdürülebilir Turizm kapsamında ivedilikle incelenmesi ve geliştirilmesi gereken bir bölgedir. Bu çalışmada Bozcaada’nın Sürdürülebilir Turizm ölçütleri açısından varolan değerleri ve şu an için gizil durumda olan turizm potansiyeli irdelenmeye çalışılmıştır.


1 - Bozcaada’nın Genel Özellikleri


1.1 -Bozcaada’nın Doğal Yapısı ve Çevresel Özellikleri



Çanakkale İli’ne bağlı bir ilçe olan Bozcaada, Ege Denizi’nin kuzey-doğusunda yer almaktadır. Çanakkale Boğazı’na 15 mil, Limni’ye 30 mil, Midilli’ye 33 mil mesafededir. Şu anda ulaşımın sağlandığı Ezine İlçesi Geyikli Beldesi Yükyeri Feribot İskelesine ise 3,4 mil uzaklıktadır.


Çevresi 14 mil tutan tutan Bozcaada, etrafındaki irili ufaklı adacıklar (Tavşan, Piresa, Orak, Yılan, Fener, Taş, Kaşık, Gökçe ve Sıçancık) dahil olmak üzere yaklaşık 42 km’2 lik yüzölçümüne sahiptir. En yüksek noktası 192 metrelik Göztepe Tepesi’dir.


Ada'nın, kuzeydoğusunda Eskikale Burnu, Erenler Burnu; doğusunda Tabya Burnu, Nar Burnu, Sarıtaş Burnu; güneyinde Tuzburnu, Kocatarla, Mermer Burnu, Sulubahçe Burnu, Habbeli Burnu; Batısında Batı Burnu; kuzeyinde Killik Burnu olmak üzere oniki burunu vardır. Bu burunlar arasında da Liman Koyu, Değirmenler Koyu, Poyraz Limanı, Çanak Limanı, Çapraz Limanı, Çanak Limanı, Kocatarla Limanı, Lagor Limanı, Ayana Limanı, Ayazma Koyu, Sulubahçe Koyu, Habbeli Koyu İsimlerinde oniki adet koy vardır.


1.2 - İklim Özellikleri


Bozcaada tipik Akdeniz iklimini andırmakla beraber, Çanakkale Boğaz'ının tam çıkışında bulunması nedeniyle Kuzey rüzgarları etkisi altında kalmaktadır. Yazları sıcak ve kurak, kışları ise Ilık ve az yağışlı olarak görülür. Aylara göre ortalama nisbi nem % 70'in altına düşmez. Hakim rüzgar poyrazın yıllık esiş sayısı 2392’dir. Ada'nın bu iklim özelliği, kendine özgü ve dünyanın hiçbir yerinde yetiştirilemeyen “Çavuşüzümü”ne uygun iklim ortamı hazırlamaktadır.


1.3 - Bozcaada’nın Sosyo-Ekonomik Yapısı


Bozcaada'nın ilk nüfus sayımı Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1831 yılında yapılmıştır. Bu sayımda Ada nüfusunun, 439'u Müslüman, 793'ü Hıristiyan olmak üzere toplam 1232 olduğu tesbit edilmiştir.


Cumhuriyet döneminde ise 1927 yılında 1631, 1945 yılında 1765, 1965 yılında 2141 olan Ada nüfusu, 1985 yılı nüfus sayımında 2030’a yükselmiş ancak, 1990 yılı nüfus sayımında 2003’e düşmüştür. 2000 yılı nüfus sayımında 2427 olarak tespit edilmiştir. İlçemiz nüfusu yaz aylarında gerek turistlerle ve gerekse yazlıkçılarla birlikte 15.000’i bulabilmektedir.


Bozcaada ekonomisinin temeli, iklimin özelliği sebebiyle bağcılık ve şarapçılık üzerindedir. Ayrıca, sebzecilik, küçükbaş hayvancılık gibi özellikle aile ekonomisine yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Turizm özellikle son yıllarda, Ada'nın ekonomisinde önde gelen sektör konumuna gelmiştir.


Balıkçılık, Bozcaada'nın konumu gereği Ada'da önemli yer tutar. Balıkların göç yolları üzerine rastlayan Ada ile Anadolu kıyıları arasındaki denizin en dar yeri üç mil, en derin yeri ise yetmiş metre kadardır.


Bağ arazisinde 6.328.500 bağ kütüğü mevcuttur. Ekonomik amaçlı faaliyet gösteren S.S. Bozcaada Tüketim Kooperatifinin 39 üyesi bulunmaktadır. Mevcut 31 otel, motel ve pansiyonda 1250 yatak kapasitesi vardır. İlçenin Askeri Yasak Bölge Statüsünden çıkarılması ile yabancı turist sayısında belirgin artışlar gözlenmiştir. Adanın Doğal Sit kapsamında olması ise yoğun yapılaşma baskısından bugün için uzak olması sonucunu doğurmaktadır.


Ayrıca, Bozcaada’da Türkiye'deki en büyük rüzgar enerjisi santralı bulunmaktadır.

Bozcaada'nın Gökçeada ile birlikte Lozan Anlaşması'ndan kaynaklanan özel bir kanunu (1151 sayılı kanun) bulunmaktadır.


2 - Sürdürülebilir Turizm Ölçütleri Açısından Bozcaada’da Turizmin Sınıflandırması


Bozcaada’da, varolan ve potansiyel içeren turizm çeşitleri, Sürdürülebilir Turizm ölçütleri açısından sınıflandırılmıştır;

  • Bağcılık/Şarapçılık Turizmi

Bozcaada'da bağcılık, Ada'nın tarihi kadar eskidir. Rivayete göre,: Ada'ya ismini veren Tenes, bugünkü Poyraz Limanı çevresinde yabani asmayı bulmuş, onu geliştirerek kuntra asma denilen şimdiki durumuna getirmiştir. Milattan önceki Tenedos paralarında üzüm salkımı görülür. Gerek sofralık üretilen Çavuş üzümü, gerekse Karasakız ve Vasilaki gibi şaraplık üzüm çeşitleriyle, Ada üzümleri bağcılık literatüründe yeralmıştır. Evliya Çelebi Bozcaada'yı anlatırken, "..buradaki gibi güzel çavuşüzümü, dünyanın hiçbir yerinde yetişmez.. "demektedir.
Ada'da 18.500 dönüm alan bağlarla kaplıdır. Eskiden İlçede 5 şarap imalathanesi mevcut iken bugün 3’e düşmüş ve üretim kapasiteleri toplam 7.500 Ton
Lt/yıl iken son yıllarda 1/10 kapasite ile çalışır durumda olup 1999 yılında Devlet katkısıyla faaliyette bulunan 3 adet şarap fabrikasının modernizasyonu sağlanmış, kaliteli şarap imalatına ağırlık verilmektedir. Bozcaada bağ arazilerinde yıllık ortalama 4 milyon ton şaraplık ve sofralık (çavuş üzümü) üretilmektedir.

Son yıllarda Ada’da bağ arazilerinde, kütük sayısında ve üzüm rekoltesinde düşüşler olmuştur. İlçede faaliyet gösteren TEKEL Şıra-Kanyak Dolum Tesisleri de mevsimlik üzüm alımlarına devam etmektedir.


Bağcılık/Şarapçılık turizmi Bozcaada turizmi için en önemli potansiyeldir ve bilinçli bir biçimde bilimsel açılardan geliştirilmesi Ada turizmi için en önemli faktördür. Yerel Yönetimin organizasyonu, merkezi yönetimin teşviki ve özel sektörün girişimleri ile Bağcılık/Şarapçılık turizmi ülkesel ve ülkelerarası ölçeklerde hak ettiği payı alabilir.

  • Orman Turizmi

Bitki örtüsü Genel olarak makilik olmakla birlikte, güneybatı bölümünde çam ormanı yer almaktadır. Bu alanlar yürüyüş, kampçılık, hayvan ve bitki gözlem turizmleri için uygun alanlardır.

  • Deniz Turizmi

Bozcaada’nın özellikle güney taraflarında bulunan düz ve kumsal kıyı yapısı deniz turizmi açısından zengin bir potansiyel oluşturmaktadır.

Bugün için yoğun yerleşme baskısı altında bulunmayan bu alanların çevre sorunu yaratmayacak biçimde, günübirlik olarak kullanılmaları gerekmektedir.

Bölgede denizden yararlanma, sıcaklık açısından göreceli olarak zor olsa da, deniz suyundan yararlanma olanakları araştırılmalıdır. "Sodyum-klorlü,kalsiyum-magnezyum sülfatlı bir bileşime sahip olan, flor, fosfor, iyot gibi elementler içeren ve bir Hideomineral, kaplıca suyu olan deniz suyunun ısıtılarak kullanımını öngören (içinde açık va kapalı kullanımı bulunan bir termal havuz sıra banyo, sualtı masajı, beden eğitimi ve fizik tedavi gibi koruyucu sağlık ve tedavi uygulamaları olan) konaklama tesislerin yapımı amaçlanmalıdır."

Bu şekilde, turizmin çeşitlendirilmesi ve yıl boyu turizm yapılabilmesi amacına da katkı sağlanmış olunur.

  • Köy / Çiftlik Turizmi

Kırsal bölgelerde, çiftlik organizasyonu amacıyla kurulmuş ve çevresine çiftlik ürünü sağlayan bir işletmenin aynı zamanda turizm konaklama olanakları sağlaması, gelen turistlerin de isterlerse bir çalışma programına katılabilecekleri, kırsal yaşantının sahnelenmesine olanak tanıyan bir girişimdir. "Tarım faaliyetlerinin, kırsal alanların doğal ve kültürel mirasının korunmasına olan önemli katkıları kabul edilmelidir."

Otel, motel gibi klasik konaklama formları yerine, gelen konuklara bir çiftlik evi veya köy evinde konaklama olanaklarının sunulması, konuklara hem daha az harcama olanağı, hem de yiyecek içecek gibi denemeyi istediği yerel tüketim maddelerini kullanma olanağı sağlayacaktır. "Küçük kırsal ya da tarımsal aile işletmeciliği bu olanağı sağlayabilecek kuruluşlar olarak geliştirilmesi gereken kavramlardır."

  • Tarih Turizmi

Eski adıyla Tenedos olarak anılan Bozcaada'nın bilinen ilk sakinleri, Pelaglar (Pelazziler)dir. Bunlar, muhtemelen adaya ikibin yıl önce yerleşmişler. O tarihlerden 1500 yıl sonra ise, İonya kentleri ve adaların tümüyle birlikte Bozcaada'da Perslerce tahrip edilmiş.


1455-1456'da Fatih Sultan Mehmet'in Donanma Komutanı Hamza Bey tarafından Venedikliler tarafından alınmış ve Ege'deki Türkler'in eline geçen ilk ada olmuştur.


1479'da Türklerin galibiyeti ile biten savaşların sonunda Ada'ya Türk bayrağı çeken Gedik Ahmet Paşa, kaleyi yeniden yaptırmış. Anadolu'dan getirdiği halkı da, her türlü vergiden muaf olarak yerleştirmiş.


Adanın doğu tarafından, Anadolu'ya bakan yüksekçe bir kayalık üzerine yerleşmiş Bozcaada Kalesi halk arasında Eski Kale olarak isimlendirilir. Adanın bilinen ilk zamanlarından günümüze kadar sağlam olarak gelen tek kaledir.


Üç tarafı denizle çevrili olan kalenin güney cephesi on metre genişliğinde bir hendekle karadan ayrılmıştır ve eskiden bu hendeğin suyla dolu olduğu anlaşılmaktadır. Orijinal görünümünü kazandırmak gayesiyle şimdi bu hendeğin onarılarak tekrar suyla doldurulması ve diğer su bölümleriyle bağlanması çalışmaları sürmektedir.


Kale kesme taştandır. İlk yapılışı Fenikelilere kadar uzanır. Daha sonra Ceneviz ve Venedikliler tarafından onarım ve eklentiler yapılmış, Venedikliler Adadaki egemenlikleri sona erince Kale'yi tahrip ederek çekilmişlerdir.


Bu günkü şekliyle Fatih Sultan Mehmet'in inşa ettirdiği Kale, 1703-1706, 1714-1726 ve en geniş kapsamlı olarak 1815 tarihlerinde onarım görmüştür. Kale'nin duvarında Sultan II. Mahmut devrine rastlayan 1231 hicri (1815) yılındaki onarımla ilgili bir de kitabe bulunmaktadır.


1996 yılı içinde İç Kale kapalı mekanında tamamıyla halk desteği ile kurulan bir etnografya sergisi ile İç kale açık mekanında kurulan Açık Hava Müzesi mevcuttur.

ozcaada’da Tarih turizmine hizmet verecek Kale’nin yanında eski Rum evleri, cami (17. yüzyıl eseri Köprülü Mehmet Paşa Cami, Alaybey Cami ), Venedik Devri kilisesi ve asırlık çeşmeler de bulunmaktadır.Önceki yıllarda başlanan ancak yarım kalan antik “Tenedos Nekropol” kazısına Kasım 2002 tarihinde Müze Müdürlüğü ve Çanakkkale 18 Mart Üniversitesi işbirliği ile yeniden başlanacaktır.
  • Festival Turizmi

Bozcaada Festivali'nin organize bir şekilde geliştirilmesi, Ada turizmine (özellikle uluslararası) çok büyük katkı sağlayacaktır.

  • Karavan Turizmi / Çadır Turizmi

Bozcaada’nın kırsal alanlarında organize edilecek alanlarda yapılabilirler.

  • Fotoğrafçılık ve Yürüyüş Turizmi

Bozcaada’nın hem merkezinde hem de merkez dışındaki kırsal alanlarda yapılabilecek turizm çeşitleridir.

Doğal peyzajın zengin olması, Fotoğrafçılık ve Yürüyüş Turizminin Ada’da yapılabilirliğini kuvvetlendirmektedir.

Ayrıca Bozcaada'nın denizi sualtı fotoğrafçılığı için de uygun bir ortamdır.

  • Spor Turizmi

Ada çevresindeki denizin çok temiz ve deniz ürünleri açısından zengin olması özellikle "Dalgıçlık" için uygun bir potansiyel içermektedir.


3 - İmaj Yaratılması

Bozcaada bugün için kullanılan ve daha da kuvvetlendirilerek değerlendirilmesi gereken imajlara sahiptir. Bağcılık/Şarapçılık ulusal ve uluslararası ölçekte bölgenin tanıtımını yapan kavramlardır ancak ivedilikle kuvvetlendirilmesi gerekmektedir..

Bu kuvvetli imajların yanısıra, bölgenin potansiyeli doğrultusunda farklı imajlar da geliştirilmelidir. Bir bölgenin birden fazla imajı varsa ve bu imajlar olumlu ise, bu bölgede, Sürdürülebilir Turizmin temel ilkelerinden olan "Turizm Çeşitliliği" gerçekleşmiş demektir. Bozcaada'da farklı konularda (Festival turizmi, deniz turizmi) imajların oluşması bu turizm çeşitliliğini kanıtlamaktadır.


4 –Bozcaada’nın Turistik Tanıtımı

Turizm talebi bir mekan talebidir. Bu mekanın talep edilebilmesi veya edilmemesi önceden mekan hakkında bilgi sahibi olmayı gerektirir. Bozcaada’nın sahip olduğu Turistik değerler konusunda bilgilendirme gerekmektedir. Turizm türlerinin nitelikleri ve nicelikleri, konaklama, ve yeme-içme olanakları, ulaşım, rezervasyon ve turizm şirketleri ile ilgili tüm bilgiler potansiyel kullanıcı konumunda olanlara verilmelidir. Bu bilgilendirme Bozcaada’da yaşanacak olan turistik sürecin olumlu geçmesinde önemli bir adımdır.


SONUÇ


Bozcaada ülke turizm modelleri içerisinde yer almamaktadır. Ülkesel turizm kararları ve potansiyellerinin değerlendirilmesi yönünden Bozcaada’nın ülke ile bütünleştirilmesi, ülke turizm tanıtımının bütünleşmiş bir model içinde ele alınıp, bu bölgenin varlığını duyurmakla olasıdır. Bölge genel olarak bilinmekte, ancak bu biliş süreci belirli noktalarda ve kendiliğinden oluşmaktadır. Özel kuruluşların ve kişilerin dağınık ve bireysel çalışmaları Bozcaada’daki turizm olayını biçimlendirmektedir.

Bozcaada’nın turistik taşıma kapasitesini önceden belirlemek olanaksızdır. Bu kavram yaşanarak ortaya çıkacaktır. Bozcaada Halkının ve konuklarının etkileşimleri sonucundaki tatmin düzeyleri taşıma kapasitesini belirleyen önemli bir ölçüttür. Dolayısıyla, turistik süreç devamlı denetim altında tutulmalı, geri dönülmesi olanaksız noktalara ulaşmadan önce, olası durumlar karşısında izlenmesi gereken yollar önceden belirlenmelidir.


Klasik turizm anlayışında "Uzaklık" kavramı bir dezavantaj olarak algılanmaktadır. Ancak, gidilen nokta veya noktalardaki harcanan sürede alınabilecek rekreasyonel yararı en üst düzeye çıkarmak Sürdürülebilir Turizm temel felsefesi olduğundan ve Bozcaada’da bu doğrultuda turistik potansiyel ortaya çıkarıldığında, "Uzaklık" kavramı bir dezavantaj olmaktan çıkacaktır. “Turistlerin yolculuk uzaklıkları büyüdükçe, mekanın özellikleri ve diğer turistik arz ile ilgili istekleri daha iddialı duruma gelmektedir."


Sonuç olarak, Bozcada ulusal ve uluslararası turizm açısından çok önemli bir noktada olmamasına karşın, taşıdığı potansiyel açısından önemle ve ivedilikle değerlendirilmesi gerekmektedir. Doğal, tarihsel ve kültürel çeşitlilik açısından çok zengin bir bölge olan Bozcaada’da bilim, eğitim, estetik, peyzaj, kültürel, işlevsel ve rekreasyonel bakımdan önem taşıyan değerlerin ortaya çıkartılması gerekmektedir. Turistik potansiyel tam olarak ortaya konabildiği ve işletilebildiği oranda turizm itici sektör konumuna gelecektir.


Bozcaada’nın ülkesel ölçekte, bütüncül bir turizm planlaması içerisinde oluşturulacak kademelenmede yerini alması zorunludur. Turizmin sürdürülebilir kalkınma kavramını destekleyen en önemli unsurlardan biri durumuna getirilmesi ancak, "Sürdürülebilir Turizm" ilkeleri doğrultusunda, bölgedeki, doğal ve kültürel değerlerin ortaya çıkartılmasına ve değerlendirilmesine bağlıdır.

[1] KARAMAN, Aykut,

“Sürdürülebilir Turizm Planlaması İçin Ekolojik Bir Çerçeve”, Sürdürülebilir Turizm; Turizm Planlamasına Ekolojik Yaklaşım, 19.Dünya Şehircilik Günü Kollokyumu, Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul, 1996, s.102.

[2]ÇUBUK,Mehmet,

“Sürdürülebilir Turizm; Turizm Planlamasına Ekolojik Yaklaşım”, 19.Dünya Şehircilik Günü Kollokyumu, Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul, 1996, s.20.

[3]DİNÇER,İlksen,

“Sürdürülebilir Turizmin Hayata Geçirilmesi İçin Aktive Olması Gereken Dinamikler ve İşlevleri-Model Çalışması, Sürdürülebilir Turizm; Turizm Planlamasına Ekolojik Yaklaşım, 19.Dünya Şehircilik Günü Kollokyumu, Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul, 1996, s.342.

11 Temmuz 2007 Çarşamba

Enayi Değirmen Sayı - 6 -

*** Belki çok havadis var yazacak, ama işler başladı, bilemiyorum, yazamıyorum. Vildan Hanım geldi Ada'ya. E-Değirmen istiyoruz artık yeniden.

*** Bozcaada'dan Görünümler (Photoshop kullanılmamıştır.)
Allah yapanlara, oturanlara, izin verenlere sağlık versin...

*** Çanakkale - Bozcaada arası deniz otobüsü haberimiz fos çıktı galiba, henüz ses seda yok.


*** Ada da seçim sath-ı mailine girdi. Hergün değişik partilerden milletvekili adayları ziyaret edip
oyumuzu talep ediyorlar. Oy vermeyi dü
şünenler için büyük fırsat, herkes vekilini tanıyor.
Meydana bayraklar asıldı, propaganda araçları yollarda yayın yaparak ne kadar farklı olduklarını
halka anlatıyorlar. Başka ne diyeyim...

*** Her haftasonu en az bir düğün var. Fenerbahçe Gecesi'ni davul zurna yüzünden şikayet edenler kulaklarına birşeyler tıkamış görünüyorlar.
Yoksa akıllarına mı?

*** Elektrik ve su kesintileri, kesilmiyor.
Bunu yazarken bile sürekli save ediyorum, zira yazılanlar heran boşa gidebilir.
Asıl derin dondurucular bozulduğunda içindekileri nasıl save edeceğiz, çalışmayan buzdolaplarında soğuk meşrubat ve yiyecek nasıl save edilebilir, bu sorulara cevap arıyoruz.

*** "Şairin Günü yapılacak mı?" sorusu hala, goruyorum, havalarda bir yerlerde asılı kalmış
durumda. Vakit var daha, öğreneceğiz. Telefon ve e-mail ile gelen sorulara ben her türlü yaratıcılığımı göstererek biribirinden farklı ve özgün cevaplar veriyorum. En sonunda allahı bile karıştırdığımı farkedip yere indim.
İşin kötüsü 10 gün sonraki olayı henüz bilemiyorken şimdi bir de "Bağbozumu Festivali" çıktı başımıza. Hakikaten yardım edin yahu, bu tip sorulara nasıl cevap verelim sizce?

*** Yazar kadromuz El-aman Proleterian'ın da katılımıyla üç kişiye çıktı.

*** Hadi Vildan,
E-Değirmen!

Enayi

5 Temmuz 2007 Perşembe

En sık sorulan sorular-a verilen tecrübeyle sabit yanıtlar

Bozcaada'da iş bulabilir miyim?

- Elbette bulabilirsiniz, zira ada sezonu 19 Mayıs itibariyle açar ve 29 Ekim sonuna kadar devam ettirir. Bir çok işletme işçilerine 5 aylık iş garantisi vermektedir. Siz sadece 40 gün çalışmak zorunda olsanız bile...

• Nerede kalırım, ne yaparım?

- Kalacak yer tercihi size kalmış, isterseniz ortalama 40 ytl olan konaklama işletmelerinde kalırsınız, isterseniz işletmelerin sağladığı yerlerde konaklarsınız zira işletmeler işçilerine yatak sağlamaktadır. Hemen telaşlanmayın!!! Elbette mevsimlik bağ işçilerinden farkınız var, bu göz önünde tutularak daha siz gelmeden yerleriniz rezerve edilmiş durumdadır. Temmuz ayında Ada'da bir gün konaklayabilmek için araya milletvekillerini sokan tatilcilerin olduğunu sakın aklınızdan çıkarmayın!


• Ne kadar çalışır, ne kadar otururum?

-Yukarıda bahsettiğim gibi 40 gün çalışır 3.5 ay oturur peçete katlarsınız. Katladığınız milyonlarca peçeteyi ne yapacağınız size kalmış...

• Ne kadar kazanırım? Ne kadar harcarım?

-Ortalama 600-750 lira aylık sabit maaşınız olur ve her hafta 5 aylık ortalama olarak 50 ytl bahşişiniz olur. Dert etmeyin para harcamazsınız. Yemenin ve sınırsız çay içmenin mümkün olduğu bir yerdesiniz :)

• Ne tür işler yaparım ?

- Ada'da yapılan işlerin bana göre bir tarifi yok, hemen hemen her işi yapabilirsiniz. Ada sınıf ayrımına karşı bir yapıya sahip olduğundan herkes her işi yapmaya muktedirdir, sahibinizle bulaşık yıkayabileceğiniz gibi rum müzikleri eşliğinde aynı rakı masasında sohbet edebilirsiniz. Özetle cafe, restaurant, bar, şarapevi veya otel pansiyon gibi yerlerde çalışabilirsiniz. Seçme özgürlüğünüzün ve beş parmağın beşinin de bir olmadığı gerçeğini aklınızdan çıkarmamanızı tavsiye ederim

• Ada'da çalışmak bana ne gibi avantajlar sağlar?

- Öncelikle gözlem yeteneğinizi geliştirir, yabancısı olduğunuz bir kültürü çok yakından tanımanıza olanak sağlar, yıllarca emek verilerek kurulmuş dostlukların arasında buluverirsiniz kendinizi. Hemen sarılıp sarmalanırsınız işçi olduğunuzu unutmanız an meselesidir.
Ada'ya has bir özelliktir aidiyet hissi. Bu his daha ilk günlerde yakanıza yapışır herkes dost herkes akraba sokak kedileri bile önem arz eder orda, aynı balıktan defalarca sipariş almanız olasıdır ve kargalar dünyanın hiçbir yerinde bu kadar nazikçe kovulmamıştır konup masaları pislettiği ağaçlardan...

• Ada'ya kimler gelir? Kimler gitmez?

-Ada'ya Geyikli iskelesinden feribota binen herkes gelebilir...
Ada öncelikle herkesi kucaklar, ayrım yapmaz herkesi olduğu gibi kabul eder, ama bir haftalığına gelip bir kaç saat içinde dönenler olduğu gibi, gün ışığı boyunca gelip yıllarca kalanlar hatta orada doğan cocuklarına hiç düşünmeden, aile büyüklerine bile sorma ihtiyacı duymadan ADA diyen insanlar vardır.
Ada'ya gittiğinizde beni daha iyi anlayacağınızı umut ediyorum. Dolayısıyla, siz hep sizin gibi düşünen insanlarla birlikte olacaksınız ve onlara hizmet edeceksiniz:
Sabah kahvaltısında ülkemizin siyasetine yön veren insanlara hizmet edebilir, öğle vakti manken hanımlara hiçbir yerde olmayan Ada'ya has içecekleri sunabilirsiniz. Akşam olduğunda size ve sunduğunuz menüye meraklı ve araştırmacı gözlerle bakan ve sorularıyla sizi dakikalarca oyalayabilecek olan birbirinden hoş insanlarla birlikte olursunuz...

• Tatil günleri hangileridir?

- Basit bir matematik işlemiyle soruyu çözebiliriz: 90 gün çalıştığınız varsayarsak 90 - 40 = 50 50 gün tatiliniz var. Zaten Ada'da dolu dolu çalışacağınız, o da belki bir 40 gününüz var. Kıymetini bilmenizi öneririm. Aksi takdirde sezon sonu üzülen siz olursunuz...

• Çok yorulur ve çok çalışır mıyım?

- Evet 40 gün boyunca çok çalışırsınız ve gerçekten yorulursunuz ama sonunda zafer sizi bekliyor:
Bir eylül sabahı Ada'yı bomboş göreceksiniz ve bir gün öncesini gülümseyerek hatırlayacaksınız evet geçmiş olsun sezon bitmiştir artık ve herkes hepbirlikte aniden Ada'yı terketmiştir, personelin ve işletmecilerin uzun tatili başlamıştır....
Ne dersiniz buna değmez mi?


• Peki sen kimsin ve neden buraya yazdın?

-Ada'da 2 ay gibi kısa bir sezonda adalı işletmecilerin her sezon başında yaşadığı eleman sıkıntısının giderilmesine bir nebze fayda sağlamak ve anıları paylaşmak adına bir zamanlar ADA CAFE'de çalışmış ve hızlı bir kariyer planlamasıyla bulaşıkçılıktan garsonluğa terfi etmiş bir elemanın ve beraberinde getirdiği 4 arkadaşının söz birliğiyle yazılmıştır.

Teşekkürler

DEĞİRMEN

Bir kez geçer, bir insan bir karşı'ya,

Ondan sonra artık her-şey karşı'dır.

Orada bir dur-yeri olsaydı ya...

Olmaması bir karşı-yarışı'dır.


Ozdemir ASAF

3 Temmuz 2007 Salı

Enayi Değirmen Sayı - 5 -

Sıcaklar bitti, rüzgar geri döndü. Ortalık toz duman.
Yaklaşık bir ay oldu blog yayınlananı.
Bir ayda toplam 10 yazı yazılmış.
Toplam 285 tekil ziyaretçi tarafından ziyaret edilmiş blog.
Toplam 1698 sayfa görüntülenmiş.
Ne yazık ki bu ziyaretçilerin önemli bir bölümü grup dışı
ziyaretçiler. Yaklaşık 30 - 35 faal gruptan gelen ziyaretçi var.
2 faal yazar var: Enayi ve Foto(E)nayi.
Sonuç olarak adaseverlerin katılımının minimum düzeyde kaldığı, düşüncelerin paylaşılmadığı, eleştirilerin olmadığı bir blog durumunda Enayi Değirmen. Ama güzel olan, gruptaki adaseverler sevmese de dışarıdan giderek artan ziyaretçi sayısı. Gerçek katılım da bu olsa gerek, demokrasinin derinden olmayanı, kendiliğinden olanı...

Enayi Değirmen'de yazılan konular içinde sonuç alınan, en azından olumlu çabalar gözlenen iki - üç olay var:

Birincisi sivil insiyatifin yönetim ile olan işbirliği sonucunda trafikte görünen iyileşme.

İkincisi ise aydınlatmadaki çabalar. Sadece kilise değil, artık Alay Bey Camii minaresi de aydınlatılıyor. Tam olarak bu kastedilmemiş olsa bile buraya yazılanların okunduğunun bir işareti.
Hatta sineklerle mücadele bile sayılabilir olumlu sonuçlar arasında, bu saatte havadan ilaçlama manasız da olsa, iyiniyetli bir girişimdir.
Kentçi ve çevreci dostlardan ses çıkmayıp, yönetimin kendiliğinden bunları yapması durumunda kimin yapılanları eleştirmeye hakkı olabilir rakı sofralarında!

Toz, organizasyonlardaki gecikme ve düzensizlik ise sürmekte olan sorunlar.
Mesela; Ağustos başında her yıl yapılan Şair'in Günü bu yıl yapılacak mıdır?
Konuk gelecek midir?
Kimdir?
Okumalar geçen yıl bittiğine göre bu yıl yeniden mi başlayacaktır?
Tadım Günlerinde olduğu gibi program bir gün önce mi belli olacaktır?
Beni ve diğer işletmecileri, bu organizasyonla ilgili arayan konuklara ne diyeceğimiz konusunda, topu nasıl taca atacağımız konusunda ödüllü yarışma düzenliyoruz. Enayi Değirmen, En İyi Kıvıran Cümle'yi bulana bir şişe gelincik şerbeti veriyor!

Mavitay ile ilgili bir satır bile yazılmamış olması, toplumsal sorumluluk konusunda ne kadar duyarlı olduğumuzun da bir göstergesi olarak -hiç de şaşırtıcı olmayan bir şekilde- blog tarihinde yerini aldı. Belki "Don Kişot'a Dair' de gözden kaçmıştır:
"Hatta, denilebilir ki Don Kişot’un tek tek her yenilgisi onun nihai zaferinin bir muştusudur. Çünkü, onun derdi yenilgiden uğrayacağı kayıp değildi; zaferin gerekirliğine ve gerekliliğine olan inancı, giriştiği işin doğruluğu ve haklılığıydı."

Enayi

P.S. FotoE(nayi)' nin son bildirisine yapılan yorum, Foto E(nayi)'nin bildiriyi düzenleme çabaları sonucunda kaybolmuş görünüyor. Yorumcudan eğer bloğu okumaya devam ediyorsa bu beğenilen yorumu, tekrardan eklemesini rica ediyorum. İlgili yer de sayı 4 olmalı.

1 Temmuz 2007 Pazar

E(nayi) Fotograflar Dizisi 2: Trafikte İyileştirme Uygulamaları




Trafik konusunda yerel yöneticilerimiz ve ekipleri kararlaştırılmış iyileştirme çalışmalarını yakından izliyorlar ve göz açtırmadan gereğinin yapılmasını sağlamaya büyük bir çaba gösteriyorlar.
Gözlüyoruz ve seviniyoruz.
Ancak galiba temel sorun yine aynı "Eğitim Şart"!..
Kısa gözlemlerden e(nayi) fotograflar işte burada:


Yeni otopark alanımız hazır; sadece yolunun tamamlanmasını bekliyoruz :



Nasıl da girdin oraya?



Vermezlerse biz kendimiz alırız yolları da, parkları da!




Çeşit çeşit işgal var!

Yaşasın Trafik Önlemleri; artık tüm yollar bizim!